Pandemi Dönemi ve Sonrasında Boşanmalar ile Aile İçi Şiddet...
Reklam
Tolga Turan

Tolga Turan

Uzman Aile Danışmanı Evlilik & İlişki Danışmanı

Pandemi Dönemi ve Sonrasında Boşanmalar ile Aile İçi Şiddet Artışın Sebepleri ve Toplumsal Yansımalar

03 Şubat 2025 - 22:56

2020 yılında başlayan COVID-19 pandemisi, dünyayı ve ülkemizi olduğu gibi, aile yapısını da ciddi şekilde etkiledi. Her alanda olduğu gibi, aile içi ilişkilerde de önemli değişiklikler yaşandı. İnsanların sosyal izolasyona girmesi, iş yerlerinin kapanması ve ekonomik belirsizlikler gibi faktörler, aile içindeki dinamikleri sorgulatmaya başladı. Özellikle pandemi sürecinin hemen sonrasında boşanma oranlarında artış ve aile içi şiddet vakalarında belirgin bir yükselme gözlemlendi. Peki, pandeminin neden olduğu bu değişimlerin arkasında hangi sebepler yatıyor? Bu yazıda, pandemi sonrası artan boşanma ve aile içi şiddetin nedenlerine, toplumsal yansımalarına ve çözüm yollarına ışık tutmaya çalışacağım.
1. Evde Kalma Zorunluluğu ve Aile İçi Gerilimler
Pandemi ile birlikte devletler, vatandaşlarını evde kalmaya teşvik etti veya zorunlu hale getirdi. Başlangıçta, evde geçirilen süreyi verimli hale getirebilmek için çoğu kişi, ailesiyle daha çok vakit geçireceklerini düşündü. Ancak, bu durum beklenildiği gibi olmadı. Birçok çift, evde geçirilen bu uzun süre boyunca birbirlerinin kişisel alanlarına ve özel hayatlarına daha fazla müdahale etmeye başladı. Çalışma hayatından uzak kalmanın getirdiği stres, ev işleri ve çocuk bakımı gibi ekstra sorumluluklar, bazı ailelerde gerilimlerin artmasına neden oldu.
Bu gerilimlerin arkasındaki bir diğer etken, daha önce dışarıda geçirilen zamanın büyük bir kısmının evde geçmeye başlamasıydı. İşe gitmek, arkadaşlarla vakit geçirmek, sosyal aktivitelerde bulunmak gibi günlük rutinin bir parçası olan şeyler, pandemi nedeniyle kısıtlanmıştı. Evde geçirilen bu zorunlu zaman, kişisel farklilikların ve uyumsuzlukların daha belirgin hale gelmesine yol açtı. Kısacası, daha önce fark edilmeyen gerginlikler ve çatışmalar, yoğun ev içi zaman ile açığa çıkmaya başladı.
2. Ekonomik Belirsizlik ve İşsizlik
Pandemi, küresel ekonomik sistemi derinden sarsarak, milyonlarca insanın işini kaybetmesine veya maaş kesintilerine uğramasına neden oldu. Türkiye de bu süreçten etkilenen ülkelerden biriydi. Çiftlerin bir kısmı, iş yerlerinden uzak kalırken, diğerleri ise evden çalışma düzenine geçiş yaptı. Bu ekonomik belirsizlik, hem maddi sıkıntılar yaratmakta hem de psikolojik baskıyı arttırarak, aile içindeki huzuru bozmakta önemli bir faktör oldu.
Ekonomik problemler, insanlar üzerinde stres yaratmakta ve bazı durumlarda bu stres, şiddetli tartışmalara veya şiddet uygulamaya dönüşebilmektedir. İşsizlik, gelir kaybı, borçlanma gibi durumlar, çiftler arasında güvensizlik yaratabilir, birlikte yaşamayı zorlaştırabilir. Her ne kadar tüm çiftler bu tür zorluklarla başa çıkabilse de, maddi sıkıntılarla baş edemeyen çiftlerin boşanma kararı alması daha olası hale gelmiştir.
3. Aile İçi Şiddet: Artan Gerilim ve İzolasyon
Pandemi döneminde aile içi şiddet vakalarında ciddi bir artış gözlemlendi. Sosyal izolasyon, şiddet mağdurlarının yardım alma süreçlerini zorlaştırarak, bu tür vakaların görünür olmasını engelledi. Şiddet uygulayan kişilerin evde daha fazla zaman geçirmesi, evin içinde daha fazla kontrol kurmalarına, daha fazla baskı yaratmalarına ve şiddet olaylarının sayısının artmasına neden oldu.
Şiddet uygulayan bireyler, evde geçirdikleri uzun süre boyunca dışarıdan herhangi bir destek almadan yalnız kaldılar. Toplumun geneliyle etkileşimin azalması, şiddet mağdurlarının ailelerinden veya arkadaşlarından yardım alma olasılıklarını da düşürdü. Ayrıca, sosyal medya ve dijital araçlar aracılığıyla kurulan ilişkilerdeki kopukluklar ve bireylerin birbirlerinden uzaklaşması da şiddetle mücadeleyi zorlaştırdı. Çoğu kadın, evdeki şiddetten kaçma imkânı bulamayarak çaresiz bir şekilde evde sıkışıp kaldı.
4. Psikolojik Etkiler ve Zihinsel Sağlık Sorunları
Pandeminin psikolojik etkileri, aile içindeki ilişkiler üzerinde önemli bir rol oynamaktadır. İnsanlar, hayatlarındaki belirsizlik, korku, kaygı ve stres ile başa çıkmaya çalışırken, bu duygusal yükler aile içindeki bireyler arasında aktarılabilir. Bu durum, iletişim sorunlarına, öfke patlamalarına, depresyona ve anksiyeteye yol açabilir.
Bireylerin evdeki ruh hali, diğer aile üyeleriyle olan ilişkilerini doğrudan etkileyebilir. Bu süreçte, bazı insanlar, yaşadıkları stres ve anksiyeteyi başkalarına yansıtabilirken, bazen de eşler arasında sürekli bir gerilim ortamı yaratılabiliyor. Birbirlerini anlamaya çalışmak yerine, tartışmalar büyüyebilir ve bir noktada boşanma kararlarına kadar gidebilir.
5. Toplumsal Beklentiler ve Değişen Roller
Pandemi, toplumsal normları da sorgulatan bir süreç olmuştur. Çiftlerin geleneksel rollerinin değişmesi, özellikle kadınlar için yeni sorumluluklar ve roller doğurmuştur. Kadınlar, evdeki çocuk bakımı ve ev işleriyle daha fazla ilgilenmeye başlarken, erkekler de ekonomik yükü taşıma konusunda stresle karşı karşıya kalmışlardır.
Bu değişen roller, bazen kadın ve erkek arasında anlayışsızlık yaratabilir, hatta eşler arasında daha fazla çatışmaya yol açabilir. Hem geleneksel hem de modern roller arasında sıkışan bireyler, ilişkilerini yeniden yapılandırmakta zorlanmış ve boşanma kararı almışlardır.
Sonuç: Çözüm Yolları ve Toplumsal Dönüşüm
Pandemi sonrası artan boşanma oranları ve aile içi şiddet, toplumsal yapının bir yansımasıdır ve birçok faktörün birleşiminden kaynaklanmaktadır. Bu sorunların çözülmesi, sadece bireysel çabalarla mümkün değildir; devletin, sosyal hizmetlerin ve toplumun ortak bir şekilde bu sorunlarla mücadele etmesi gerekir.
Toplumun aile içindeki şiddeti daha iyi anlaması, psikolojik destek hizmetlerinin artırılması, ekonomik zorluklarla mücadele eden aileler için daha etkili destek sistemlerinin oluşturulması ve kadınların güçlendirilmesi gibi önlemler alınmalıdır. Ayrıca, çiftlerin iletişim becerilerini geliştirmeleri, sağlıklı ilişki kurma yollarını öğrenmeleri için eğitimler verilmesi de önemli bir adımdır.
Pandeminin yarattığı değişim, toplumsal yapıyı yeniden şekillendirirken, aile içindeki şiddet ve boşanma oranlarının azaltılabilmesi için hepimizin sorumluluk taşıdığı bir süreç başlamaktadır. Aile içindeki şiddeti ve boşanmayı durdurmak, ancak birlikte atılacak adımlarla mümkündür.
 
 

Bu yazı 42 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 0 Yorum