30 Mart 2014 mahalli idareler ve muhtarlık seçimi yaklaştıkça tansiyon da giderek yükseliyor.Listeler artık şekillendi bitti.Öyle ki insanlar yavaş yavaş kendi partileri safında mevzileniyor ve diğerinin omzundan atışlara başlıyor. Seçimler demokrasilerde en demokratik bir hak. Herkes de bu hakkını kullanmak için kendi iradesi doğrultusunda hareket etmeli ve seçim tarihi gelince sadece vicdanının sesini dinleyerek ve siyaseti doğru yorumlayarak oyunu kullanmak durumundadır. Dostluk, arkadaşlık,akrabalık ve vatandaşlık değerleri zedelenmeden ve her zaman yüz yüze bakacağımızı düşünerek,seçim sandığının başına gideceğiz. İnşallah bu en demokratik olgunluk denemesini barış ve huzur içerisinde yaparız.
Seçimler kazanmak ve kaybetmek esasına dayanır. Burada sorun hakkaniyet, adalet,liyakat ve dürüstlük olmalıdır. Bizde olduğu gibi benim partim senin partinden ziyade mahalli adayların bu saydığımız özellikleri ve kadroları dikkate alınacaktır. İşin içinde kazanmak ve kaybetmek varken partiler ve adaylar seçim sonucunda bu yargıya hazırlıklı olmalıdır. Kendi kendimize sormalıyız: Ben ve biz seçim yarışını kazanmak için hak ediyor ve çalışıyor muyuz? Ekibim halkın güvenini kazanabilecek bir ekip mi? Kabul edelim ki seçimi kazandık. Başarmak için hazır mıyız? Kaybedersem günah benim ve ekibimin mi? Sosyal ve demokratik şartları iyi değerlendirebilmiş miyim? Benim kazanmam kadar diğerinin de hakkı vardır. Kaybetmek dünyanın sonu değildir.Bir dahaki seçime daha çok çalışmak için şimdiden hazırlık yapmalılar geçmişten ders çıkarmalılar…
Ben her seçimde doğrular ve doğrunun yanında yer almaya gayret gözetirim. Fakat bizim insanımız veresiye bir tarafgirlik mücadelesiyle seçime asılıyor. Çevremde ve mahallemde hangi aday daha faydalı olur, hangisi daha çok yatırım getirir, hangi aday huzur ortamına katkıda bulunur gibi soruları sorar ve ona göre oy veririm. Bana yakın olan veya bizim semtin adamı çalışmayacaksa oy vermemem gerekir. Cesaretle adalet dengesini sağlamaya çalışırım.
Anketler yapıldıkça heyecanda artıyor. Anketler çoğunlukla tarafsız yapılırsa doğru sonuçlara ulaşıyor. Birbirimizi kırmak dökmek, illa benim atım kazanacak havası doğru değildir. La Fonteine' nin dediği gibi " Bazen çok kazanmak isteyen kaybeder." Seçimden amaç,millete hizmet olmalı. Particiliği bırakarak ve halkın adamı olarak çalışılmalıdır. Atışmalar, tartışmalar, yarış seçim öncesinde yapılıp modern dünya gibi seçimlerde emaneti halkın seçtiği kişi ve ekibine vermeliyiz. Bizde gürültü patırtı seçimlerden bir sene önce başlatılıyor. Uzun süre halk seçimlerle oyalanıyor. Bu yöntem doğru değildir. Seçim atmosferi kanunlar çerçevesinde kısa sürelerle yapılıp sonlandırılmalı ve medeni hayat devam etmelidir. Kavga menfaat, değil milletin hizmetinde olmak varken neden birbirimizi yiyelim? Başkanların gerçekten yapacak çok işi olmalıdır.
Kalın sağlıcakla…
YORUMLAR