Köylerin de şehirlerimiz gibi betona boğulacağı yetmezmiş gibi köylere dışarıdan isteyen herkesin ev yapmasının önü açıldığını belirten Kayabaş; “54. Hükümeti Başbakanı Rahmetli Prof. Dr. Necmettin Erbakan hocamızın dediği gibi vatan toprağımızın ayaklarımızın altından kaydığıdır” dedi.
Kayabaş, yaptığı basın açıklamasında Saadet Partisi İl Başkanlığı olarak; çevre, tarım alanları, ormanlar, doğal ve tarihî hazinelerimizin ranta kurban gitmemesi için ciddî çalışmalar yapmakta ve bu konuları çözüm önerilerimiz ile birlikte siz değerli medya mensupları aracılığıyla gerek kamuoyunun gerekse yetkililerin dikkatine sunmaktayız diye açıkladı.
2014 yılında kabul edilen Büyükşehir Yasası ile büyükşehir sayısı 30’a çıkartılmış ve bu 30 büyükşehirdeki orman köyleri hariç tüm köyler, köy olmaktan çıkartılarak kırsal mahalle olarak kabul edilmişti diyen Kayabaş, kendilerinin Antalya’daki tüm kırsal mahallelerin yeniden köy statüsüne dönebilmesi için ciddî çalışmalar yaptıklarını, gerekli tüm evrakları hazırlayarak Antalyamızda bulunan tüm kırsal mahalle muhtarlarına tek tek ulaşarak yardımcı olduklarını sözlerine ekledi.
Yapmış olduğumuz bu çalışmaların kamuoyuna ve yetkililere ulaşarak gündem oluşturması için elbette medyaya ihtiyaç duyulmaktadır diyen Kayabaş, çalışmalarımıza yer veren vermeyen tüm medya kuruluşları ve çalışanlarına ayrı ayrı teşekkür etti. Yerel medya, yerel gündemin belirleyicisi, şehrin muhafızı ve müdafiidir diye sözlerine devam eden Saadet Partili Başkan Yardımcısı Kayabaş, “daha önce pek çok konuda birlikte hayra motor şerre fren olduk” dedi.
Şimdilerde, kırsal mahalle mi köy mü oldukları konusunda bile henüz uzlaşılamayan 30 büyükşehirde bulunan köylerin imara açılması kararı alındı. Anlaşılan; ormanlar, sit alanları, millî parklar, sulak alanlar gibi hayatî önem arz eden alanları daha önce imara açan hükümet, buradan umduğu kaynağı oluşturamamış olmalı ki gözünü köylere dikti diye sözlerine devam eden Kayabaş, “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Plansız Alanlar İmar Yönetmeliği’nde yaptığı değişiklikle, 30 büyükşehir belediyesinin sınırları içinde bulunan kırsal yerleşik alan sınırını 100 metreden 300 metreye çıkardı. Bu değişiklikle, tarla, bağ ve bahçeler evlerle dolacak, köylerde şehir yoğunluğu oluşacak. Ormanlar, tarım arazileri daha da daralacak. Tarım ve hayvancılıkta dışa bağımlılık daha da artacak ülkemiz iyiden iyiye sağlıksız ithal gıda ürünlerinin pazarı hâline gelecektir” diye ifade etti.
Kayabaş, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Köylerin de şehirlerimiz gibi betona boğulacağı yetmezmiş gibi köylere dışarıdan isteyen herkesin ev yapmasının önü de iyice açıldı. Artık ikametini köye aldırmadan, uzun dönem oturup oturmadığına bakılmaksızın parayı bastıran herkes köylerimizi dolayısıyla tarım alanlarını, ormanları, sulak alanlarımızı betona boğabilecek. Söz konusu değişiklikle köylerde tek parsele tek ev yapılabilir şeklindeki madde de tek parsele üç ev yapılabilir şeklinde tahrif edildi”
Yapılan bu değişikliklere ilişkin itirazlarını dile getiren Kayabaş, Yapılan bu son değişiklik bize gösteriyor ki hakikaten siyasette tesadüf diye bir şey yok diyerek, “54. Hükümeti Başbakanı Prof. Dr. Necmeddin Erbakan Hocamızın ölmeden önceki birkaç yılda verdiği tüm konferanslarda ve mülakatlarda bahsettiği ana gündem toprağımızın ayaklarımızın altından kaydığı hususu idi. Geldiğimiz bu süreçte büyükşehir yasası ile başlayan süreç aklınıza gelebilecek her alanın imara açılmasına kadar geldi. Bu iktidarın attığı her adım hem rant hem de ülkemizi çökertmek için uygulanan büyük bir planın parçasıdır. Günümüzde dâhi ülkemizin belli noktalarında adeta kanton hâline getirilmiş ve yoğunlukla yabancılara satılmış alanların varlığını müşahede ediyoruz. Allah muhafaza aklımıza Filistinlilerin Yahudilere sattığı topraklar ve nihayetinde kurulan işgalci devlet gelmiyor değil. Biz, öyle imkânlar sağlansın vatandaşlarımız köylere geri dönsün derken bunu kastetmemiştik” diye konuştu.
Hükümete, bakanlığa ve yerel yönetimlere çağrı yapan Kayaabaş, açıklamasını şu ifadelerle noktaladı: “Buradan hükümete sesleniyorum 2002 yılında iktidara geldiğiniz günden bu yana çevre, tarım, hayvancılık ve benzeri konularda ranttan başka bir şey düşünmediniz. İmar kanunlarını, orman kanunlarını, çevre kanunlarını delik deşik ettiniz, yamalı bohçaya çevirdiniz. Derhal yapmış olduğunuz tüm ranta dönük değişiklikleri iptal edin ve anayasamıza bağlı kalarak çevreyi, tarımı, hayvancılığı yani ülkemizin geleceğini önceleyecek şekilde eski hâllerine geri döndürünüz. Hoş, yapsanız da yapmasanız da gidicisiniz ve bu iyileştirmeleri yapmak biz Vatanperverlere kalacak. Hani hep şuraya ihanet ettik, buraya ihanet ettik, aldatıldık, kandırıldık diyorsunuz ya şimdiden uyarıyoruz gelin yol yakınken bu uygulamadan vaz geçin. Yoksa ev yapabilmek hakkını kazanabilmek adına uzun dönem oturma mecburiyetini kaldırdığınız için köylerin demografik yapısı da ekolojik yapısı da mahvolacak. Yerel yönetimlere de, söz konusu değişiklikle alakalı belediye meclislerinde Anayasamızın 169 ve 170. maddeleri, köy kanunu, il idaresi kanunları ışığında çalışmalar yaparak kararlar alın çağrısını yapmak istiyorum. Unutmayınız ki bu ülkede hâlâ anayasa ve kanunlar var ve bu anayasa ve kanunlar; yönetmelik, kararname ve genelgelerden daha yukarıdadır ve anayasa ve yasalarda yer alan bir konuda diğerlerine bakılmaz. “
KAYABAŞ; “TOPRAĞIMIZ AYAĞIMIZIN ALTINDAN KAYIYOR!”
Saadet Partisi Antalya İl Başkan Yardımcısı Çevre Mühendisi Abdulkadir Kayabaş, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Plansız Alanlar İmar Yönetmeliği’nde yaptığı değişiklikle ilgili konuları hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
23 Eylül 2021 - 16:49
Bu haber 712 defa okunmuştur.
YORUMLAR