Antalya Gazeteciler Cemiyeti (AGC) Başkanı İdris Taş, Antalya Barosu Başkanı Hüseyin Geçilmez ve Antalya Kent Konseyi Başkanı Semanur Kurt, Kaleiçi’ndeki AGC idare merkezinde konuyla ilgili ortak bir basın toplantısı düzenledi. Manavgat yangınından sonra bölgede kalan tek yeşil kale olan Beşkonak'ta mermer ocağı yanlışından bir an önce dönülmesi gerektiği vurgulanan toplantıda, 12,23 hektarlık bir alanın Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından özel bir firmaya mermer ocağı için tahsis edilmesine karşı olunduğu; bölge halkının demokratik tepkileriyle desteklenecek bir hukuki mücadelenin başlatılacağı ifade edildi.
BEŞKONAK SAHİPSİZ DEĞİLDİR
AGC Başkanı İdris Taş, “Biliyorsunuz ki dünyanın korunması gereken en özel şehirlerinden birinde yaşıyoruz. Bugün burada tarımıyla turizmiyle, geleceğe umut veren endemik bitkileriyle ve sayamayacağımız her parçasıyla Antalya’nın doğal koruma alanlarına sahip çıkmak adına bir araya gelmiş bulunmaktayız. Kentimize yapılacak her yatırım, sadece tarımı ve turizmi canlandırmak için değil, aynı zamanda biyoçeşitliliğimizi de koruyacak yapıda olmalıdır. Ancak Antalya’daki mevcut madencilik faaliyetleri doğal zenginliğimizi yok etmekte dolayısıyla sağlığımıza ciddi zararlar vermektedir. Geçtiğimiz yaz yaşanan Manavgat yangını felaketinin yaralarını henüz saramadan kötü bir haber daha aldık. Dünyanın göz bebeği Beşkonak-Köprülü Kanyon-Kırkkavak Mahallesi’nde maalesef mermer ocağı izni verilmiştir. 2018 yılında söz konusu alanda mermer ocağı başvurusunda bulunan firmanın ilk başvuru alanı 12.48 hektar olmuş daha sonra ilgili kurumlarca alanın küçültülmesi istenmiştir. 2021 yılı Nisan ayında ise 2.kez mermer ocağı için başvuru yapılmış alan 12.23 hektara düşürülerek Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından izni verilmiştir. Turizm, tarım, hayvancılık açısından önemli bir yer teşkil eden, 500’e yakın endemik bitki türünün bulunduğu tarihi açık hava müzesi konumundaki bölgede mermer ocağı büyük bir felakete yol açabilir. Bu toplantı ile kentin doğasına, tarımına, turizmine ve gelecek nesillerin yaşam hakkına sahip çıkacağımızı bir kez belirtmek istiyoruz. Manavgat’ın tek yeşil kalan bölgesinde mermer ocağına karşı büyük bir mücadele başlatacağız. Bu coğrafya sadece bizim değil, gelecek nesle doğal haliyle aktarmak insanlığın borcudur. Beşkonak’ın sahipsiz olmadığını Antalya’ya, Türkiye’ye ve dünyaya duyuracağız” diye konuştu.
HUKUK MÜCADELESİ BAŞLIYOR
Antalya Barosu Başkanı Avukat Hüseyin Geçilmez en büyük zenginliğin akarsuları, ağaçları, içerisinde yaşayan canlılarıyla doğanın kendisi olduğunu ifade ederek, “Ne yazık ki günü kurtarma niteliğindeki çabalarla yer altındaki madenler uğruna tabiatımıza büyük yaralar açılıyor. Bizlerin avukat olarak görevi aslında, kendilerini savunma imkânı olmayan, sesi çıkmayan hayvanların, böceklerin, endemik bitkilerin ve ormanların hakkını savunmaktır” diye konuştu. Antalya’da mermer ocaklarına karşı verdikleri mücadele sırasında 9 Mayıs 2017’de evlerinde uğradıkları saldırıyla yaşamlarını yitiren Ali Ulvi ve Aysin Büyüknohutçu çiftini hatırlatan Geçilmez, “Yakinen tanıdığım iki kıymetli insanı emekliliklerini keyifle yaşayacakları bir dönemde böylesine hunhar bir saldırıyla kaybettik. Doğal güzelliklerimizin kıymetini bildiğimiz, insanca sevgiyle yaşayacağımız bir dünya hayal ediyoruz” dedi. Geçilmez, Manavgat Beşkonak Köprülü Kanyon Kırkkavak Malallesi’ndeki mevcut durumla ilgili Antalya Barosu olarak AGC ve Kent Konseyi’nin de taraf olduğu bir hukuki mücadelenin bugünden itibaren başlatılacağını ve konunun takipçisi olacaklarını sözlerine ekledi.
MİLLETVEKİLLERİNE DESTEK ÇAĞRISI
Antalya Kent Konseyi Başkanı Semanur Kurt, “Bizler yatırımlara karşı olduğumuz algısının oluşmasını istemiyoruz. Elbette maden ocakları ülkemize bir katma değer sağlayacaksa yapılmalıdır ancak bunun yeri; kanyonları, rafting alanları ve tarihi dokusu ile turizme; verimli toprakları ve endemik bitkileriyle tarıma önemli katkılar sağlayan Manavgat Beşkonak olmamalı. Antalya, hem ulusal hem de uluslararası anlamda turizmin önemli cazibe merkezlerinden, marka kentlerinden biri… Bu şehrin maden ocakları yapılabilecek bölgeler arasından çıkarılması yerinde bir karar olabilir. Bu tür faaliyetler Antalya’da olacaksa da yerleşim yerlerinden, tarihi ve turistik merkezlerden uzakta alanlar belirlenebilir” diye konuştu.
Antalya Kamuoyunun yanı sıra bölgedeki maden sahasına yakın yörelerde yaşayan halkın durumdan büyük rahatsızlık duyduğunu ifade eden Kurt, “Milletvekilleri yalnızca seçim dönemlerinde vatandaşların yanında olmalarını değil, böyle vicdanlarımızı yaralayan zor zamanlarda da desteklerini göstermeleri gerektiğini düşünüyorum” dedi.
Dünya’nın İncisi Beşkonak’ta Maden Ocağı İstemiyoruz
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın Manavgat Beşkonak Köprülü Kanyon Kırkkavak Malallesi’nde özel bir firmaya mermer ocağı izni vermesinin yankıları bölgede devam ederken, Antalya Gazeteciler Cemiyeti’nin öncülüğünde Antalya Barosu ve Antalya Kent Konseyi’nin ortak basın açıklamasıyla “Dünyanın incisi Beşkonak’ta maden ocağı istemiyoruz. Hukuki mücadelemizi bugünden itibaren başlatıyoruz” mesajı verildi.
13 Ocak 2022 - 21:31
Bu haber 615 defa okunmuştur.
YORUMLAR