Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) eski genel başkanı ve Antalya milletvekili adayı Deniz Baykal, Türkiye'nin, tek parti hükümeti kurmanın mümkün olamayacağı yeni bir noktaya gittiğini söyledi. Baykal, Cumhurbaşkanı'nın da bunu farkettiği için "Koalisyon olursa kimin başbakan olacağına ben karar veririm." demeye başladığını ifade etti.
Döşemealtı Sanayici ve İşadamları Derneği (DÖSİAD) tarafından düzenlenen toplantıya katılan Deniz Baykal, değerlendirmelerde bulundu. 7 Haziran seçimlerinin, önceki seçimlere göre farklı bir havada geçeceği düşüncesini belirten Baykal, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın beyanlarının da bu görüşünü desteklediğini belirtti. Erdoğan'ın, koalisyon hükümetinin nasıl kurulacağı konusunda beyanlarda bulunması konusuna değinen Baykal, "Cumhurbaşkanı'nın bu konudaki görüşlerine göre bir koalisyon kurulması fikrinin kaçınılmaz olabileceği öngörülüyor." dedi.
Bu noktaya, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, 400 milletvekili talebinden geldiğine dikkat çeken Baykal, "Cumhurbaşkanı 400 milletvekili istiyordu. Yavaş yavaş düştü. Anayasa'yı değiştirecek çoğunluk dendi. Sonra anayasa değişikliğini teklif edecek çoğunluğa da razı oldukları anlaşıldı. Şimdi 'koalisyon olursa kimin başbakan olacağına ben karar veririm' demeye başladı. Kamuoyu araştırmaları da onu gösteriyor. Belki de tek parti hükümeti kurmanın mümkün olamayacağı yeni bir noktaya geliyoruz. Türkiye'de yeni bir dönem açılabilir. Türkiye, 13 yıl boyunca tek parti iktidarıyla yönetildi. Bunun sorunları, sıkıntıları kendisini hissettirmeye başladı." açıklamasında bulundu.
Partilerin seçim vaatlerinin çok iddiaları olduğuna değinen Baykal, bu açıdan da seçimin önemin daha da arttığını vurguladı. Türkiye siyasetinde bir değişmenin, yenilenmenin kapıya geldiğini belirten Baykal, "Bu seçim, Türkiye siyasetinde yeni bir dönemin açılacağı bir seçim olabilir. Böyle bir kanaat toplumun her kesiminde şekillenemeye başladı." ifadelerini kullandı.
"FAİZ TARTIŞMASI, FIRLATILAN ANAYASA KİTAPÇIĞINDAN DAHA ÇOK ZARAR VERDİ"
Ekonomide ve büyümede kötüye gidiş olduğunu kaydeden Baykal, kısa süre önce Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Merkez Bankası arasında yaşanan faiz indirimi tartışmalarının ekonomiye ciddi zararlar verdiğini dile getirdi. Baykal, "O kavga başladığı zaman Türkiye'de faizler yüzde 6, 6,5 civarındaydı. Kavga başladı, şimdi faizler yüzde 10 civarına çıktı. Bizatihi o tartışma faizlerin artmasına neden oldu." dedi. 2001 krizinde anayasa kitapçığının fırlatılması konusunu örnek veren Baykal, "Bu faiz tartışmasının ekonomiye zararı o anayasa kitapçığının fırlatılmasından çok daha fazla oldu." şeklinde konuştu. Baykal, kötü gidişatın ekonomi politikalarının yeniden düzenlenmesi gerekliliğini ortaya çıkardığını söyledi.
Büyüme konusunda ciddi problemler olduğunun altını çizen Baykal, Türkiye tarihinde ilk kez yüzde 4'ün altına düştüğünü belirtti. Baykal, bu nedenlerden dolayı muhalefet partilerinin ekonomik programlarla seçime girdiğini, iktidar partisinin ise başkanlık rejimi üzerinden siyaset yaptığını açıkladı.
"MİLLET DAİMA DEVREDE OLMALIDIR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti hükümeti tarafından savunulan başkanlık sistemini de eleştiren Baykal, bunun milli egemenlik anlayışının dışında olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi: "Bunu bırakalım; tek adam egemenliğine dayalı, tek bir kişiyi yetkili sayan bir anayasal düzen bulalım, millet devreden çıksın. Millet bir defa siyasi tercih kullansın. Sanki taşeron belirler, umumi vekâlet verir gibi siyaseten bütün yetkiyi kime vereceğini kararlaştırsın, devreden çıksın. Bu bizim tecrübemizin uygun gösterdiği bir tablo değildir. Bu doğru değil, millet daima devrede olmalıdır."
"ADALET SİSTEMİ TARAFSIZ DEĞİL"
Baykal, 4 yılda bir sandığa gidilmesinin bile kendilerini üzdüğünü ifade ederek, "Türkiye gibi bağımsız yargısı oturmamış. Adalet sisteminin tarafsız, adil bir hale gelmediği bir ülkede yol açacağı çok büyük tehlikeler vardır. Şu anda bile adalet maalesef bağımsız ve tarafsız değil. Tek adam egemenliği ve siyasete dayandırırsanız, Meclis'in yetkilerini de nerdeyse başkan kullanacak noktaya getirirseniz, bunun sonu çok kötüdür." dedi.
"HİÇ BİR ALANDA İSTİKRAR YOK"
Tek parti iktidarının sürdürüldüğü 13 yılda hiçbir alanda istikrarın kalmadığına vurgu yapan Baykal, "Maalesef ne sokakta istikrar var, ne devletin içinde istikrar var, ne ekonomide istikrar var, ne de sosyal hayatta." ifadelerini kullandı. Baykal, istikrarın tek parti iktidarı demek olmadığının altını çizdi. Baykal, benzetmede bulunarak, iktidarın her konuda, "Merak etmeyin yaptım yapıyorum" dediğine işaret ederek, "'Bu memlekete komünizm getirilecekse onu da biz getiririz' diyen vali vardı. Ankara Valisi Nevzat Tandoğan olduğunu söylüyorlar. Tek parti döneminin valisi. Şimdi demokrasi bu, birisi diyor ki sosyal destekleri artıracağım. Diğeri de diyor ki sen sakın artırma ne kadar artırılacaksa ben karar veririm. Yani her şeyi iktidara AKP'ye mi bırakacağız, teslim edeceğiz? Böyle bir şey olur mu? Senin getirdiğin tablo ortada, ekonomi büyüyemiyor kardeşim. Borçlar katlanmış. Milli servetin yarıdan fazlasını yakını yüzde 1'lik bir kesime teslim etmişsin. 3'te birinden almış yarısını onlara vermişsin. E ne olacak, bunlara mı devam edeceğiz." şeklinde konuştu.
Deniz Baykal, partisi tarafından yapılan ön seçim örneğinin çok başarılı bir çalışma olduğunu ve ilerleyen dönemlerde tüm partiler tarafından ülke genelinde yapılması önerisinde bulundu.
Diğer yandan; Döşemealtı'nın Antalya açısından farklı bir öneme sahip olduğuna değinen Baykal, bu ilçenin, şehrin kaderini etkileyecek bir anahtar konumunda olduğunu belirtti.
DÖSİAD Başkanı Güntekin Gencer ise siyasi partileri misafir ederek, seçimlerde kendilerine sunulan vaatleri birinci ağızdan dineldiklerini ifade etti. Programın sonunda Baykal'a, ilçeye özgü Döşemealtı halısı hediye edildi.
YORUMLAR