Reklam

Antalya’nın geleceği Kaleiçi’nden başlayacak

ATSO Başkanı Çetin Osman Budak, Kaleiçi’ndeki işletmecilerle bir araya gelerek sorunlarını ve çözüm önerilerini dinledi.

Antalya’nın geleceği Kaleiçi’nden başlayacak

ATSO Başkanı Çetin Osman Budak, Kaleiçi’ndeki işletmecilerle bir araya gelerek sorunlarını ve çözüm önerilerini dinledi.

Antalya’nın geleceği Kaleiçi’nden başlayacak
30 Nisan 2013 - 00:32
Reklam

ATSO Başkanı Çetin Osman Budak, Kaleiçi’ndeki işletmecilerle bir araya gelerek sorunlarını ve çözüm önerilerini dinledi.

Tarihi Kaleiçi Semti’nde faaliyet gösteren kafe, bar, restoran, pansiyon gibi işletmecilerin katıldığı toplantıda bir konuşma yapan ATSO Başkanı Budak, seçildikleri günden Oda olarak Kaleiçi’nin ve kent merkezinin gelişmesi için yoğun çaba harcadıklarını söyledi.

“Kaleiçi’ni Antalya’nın kurtuluşu olarak görüyoruz” diyen Başkan Budak, “1990’lı yıllardan itibaren Kaleiçi’nde kötü iyiyi kovdu. Şimdi yeniden bir canlanma başladı. Artık iyi kötüyü kovmalı. Oda olarak göreve gelir gelmez Kaleiçi buluşmaları düzenledik, Valimiz, Başkanlarımız, yatırımcılarımızla, muhtarlarla, işletmelerle birçok kez bir araya geldik, projeler ürettik. Biz sadece eleştirmiyoruz, proje ortaya koyuyoruz. Kaleiçi ve Kent Müzeleri projemizde 9 noktaya ilişkin temalı dönüşüm teklif ettik. Kaleiçi’ndeki Hıdırlık Kulesi, Kesik Minare, Yivli Minare’den başlayıp eski oda binamızın da içinde olduğu 9 nokta belirleyerek buraları müze olarak düzenleyelim ve kentin hizmetine açalım dedik. Bu dönüşüm kısmen başladı. Kendi binamızı yıkarak buna öncülük ettik. Şimdi oraya dünya çapında bir kültür sanat merkezi yapacağız.  Hıdırlık Kulesi, Kesik Minare gibi tarihi değerlerin de bir an önce restore edilerek kente kazandırılması gerekir. Antalya’da kent kimliğinin, turizmin ve ticaretin gelişmesinde kültür ve sanatı stratejik konumda görüyoruz. Bu değişim, Antalya’nın atılımı, geleceği Kaleiçi’nden başlayacaktır” diye konuştu.

ATSO olarak Kaleiçi’nde bir ev satın aldıklarını belirten Budak, “ATSO Kaleiçi Evi de işadamları için buluşma yeri ve bir kültür merkezi olacak.  Bu projeyle asıl amacımız dikkatleri Kaleiçi’ne çekmek, öncü olmak. Diğer yıkıntı binaları da Türkiye’de ve Antalya’da marka olmuş firmalar, örneğin Rixos gibi Adopen gibi firmalar satın alıp, restore edip, Antalya’ya kazandırırsa çok güzel bir hizmet olur” çağrısında bulundu.

Budak, ATSO Komiteleri’nden Kaleiçi’nde “yeme – içme festivali” ve “müzik festivali” türü etkinlikler düzenlenmesi yönünde talepler geldiğini, önümüzdeki dönemde bunu gündeme alacaklarını sözlerine ekledi.

Kaleiçi’ne öncelikle Antalyalıların sahip çıkması gerektiğini ifade eden Budak, “Kaleiçi mutlaka yaşanan nefes alan bir yer olmalı. Bizim nesil yüzmeyi Mermerli Plajı’nda öğrendi. Bugün Antalya’da 15 yaşına gelen çocuklar Kaleiçi’ni bilmiyor. Yedi kuşak Antalyalı olan insanlar Kaleiçi’ne inmiyor. Artık bu algıyı kırmalıyız. Kaleiçi’nin imajı yavaş yavaş düzeliyor. Öncelikle burayı Antalyalılar’ın geldiği bir cazibe merkezi haline getirmeliyiz. Kaleiçi Antalya’nın prestij bölgesi olmalı. Antalyalılar mutlaka Kaleiçi’ni kullanmalı, sahip çıkmalı” dedi.

Kaleiçi’nde çok başlılık var, oysa tek bir patronu olmalı

Kaleiçi’nin yönetiminde çok başlılığın giderilmesi gerektiğinin altını çizen Budak sözlerini şöyle sürdürdü;

“Kaleiçi’nin tek sahibi olmalı diyoruz. Kaleiçi Hizmet Birliği gibi bir yapılanma olmalı. Hizmet Birliği projesi 8 yıldır sürüncemede. Başka model ve öneriler yeterli çözümü sağlamadı. Mutlaka çok başlılık giderilmeli. Kaleiçi’nin tek bir patronu olmalıdır”.  

Antalya’da toplanan emlak vergilerinin yüzde 10’unun restorasyonda kullanılması zorunluluğu olduğunu belirten Budak, “Geçmiş dönemde Hesapçı Sokak bu yöntemle düzenlendi. Şimdi yine aynı yöntemle Kaleiçi’nde silüeti bozan binalar yıkılabilir, yeni düzenlemeler yapılabilir. Kaleiçi yapılarıyla, işletmeleriyle marka olmalı, Antalya’nın prestiji olmalı” dedi.

 

 

İşletmeciler dert küpü

Toplantıda söz alan işletmeciler de, sorunların temelinde Kaleiçi’nin yönetimindeki çok başlılığın neden olduğunu savundu. İşletmeciler, “Kaleiçi’nde çok başlılık var. Başvurabileceğimiz tek bir birim kurulsa, sorunlarımız daha kolay çözülür” diye konuştu.

Kaleiçi’nde her gün yeni işletmelerin faaliyete geçtiğini, ancak bunun sorunları da beraberinde getirdiğini dile getiren işletmeciler, özellikle trafik ve otopark sorununa mutlaka çözüm üretilmesi gerektiğini, yoğun araç trafiği nedeniyle Kaleiçi’nde yürümenin imkansız hale geldiğini söyledi.

Kaleiçi’nde yaşayan yabancı sayısının Türk’ten fazla olduğunu dile getiren işletmeciler, İngiliz, Alman, Fransız ev sahiplerinin, sahibi oldukları konutları, kayıt dışı olarak kendi vatandaşlarına kiraya vererek para kazandığını ve buradaki pansiyon ve otellerin işlerine engel olduğunu ifade etti.

Eski atıl binalar restore edilerek turizme kazandırılması gerektiğini anlatan işletmeciler, yıpranan binaları boyatmak ya da tadilat yapmak için izin almanın aylar sürdüğünü kaydetti. İşletmeciler, gürültü denetimlerinde müzikli işletmelere 15-20 bin liraları bulan yüksek cezalar kesilmesinden de yakındı.

 

Bu haber 5650 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum