CAMİLER HİÇ BU KADAR SİYASALLAŞTIRILMAMIŞTI!
Saadet Partisi Antalya İl Başkan Yardımcısı Çevre Mühendisi Abdulkadir Kayabaş, Fahiş fiyatlar ve yüksek etiketlere kılıf bulamayan; marketlerde ve toptancı hallerinde 'gıda teröristlerine' ulaşamayan hükümet bir kez de Ayetler, Hadisler ve Ahi Evran'ın öğütleriyle 17 Eylül Cuma Namazının Hutbesinden seslendi.
ALLAH’IN EVLERİ HİÇ BU KADAR SİYASALLAŞTIRILMAMIŞTI!”
Kayabaş; “Cuma gününün, Cuma namazının ve bu namazın hutbesinin maksadı bellidir ve burada siyasî propaganda yapmak camide dâhi bölmek, kutuplaştırmak demek olur ki bu, başta camileri propaganda merkezi olarak kullananların ayaklarına dolaşacaktır. Çünkü Allah’ın evleri hiç bu kadar siyasallaştırılmamıştı!” dedi.
Nasreddin Hoca’nın meşhur kayıp anahtar fıkrasını bilmeyen yoktur sanırım diye söze başlayan Saadet Partisi Antalya İl Başkan Yardımcısı Abdulkadir Kayabaş, bir gün Hocayı, dışarıda bir şeyler aranıyor olarak görenler ne aradığını sorarlar. Evimin anahtarını kaybettim onu arıyorum diyen Hoca’ya, dur biz de yardımcı olalım, el birliğiyle hemen buluruz der gelen komşuları ve başlarlar aramaya. Aradan uzunca bir süre geçer ve sonuç alınamayınca kalabalıktan birisi sorar: Hocam anahtarı burada kaybettiğinden emin misin? Hocanın verdiği cevap tuhaftır: “Samanlıkta kaybettim.” ‘ Samanlıkta kaybettiğin anahtarı burada niye arıyorsun? diye sorulunca Hocanın verdiği cevap hayrete düşürecek gülünçlüktedir: “Burası aydınlık da onun için” diyen Kayabaş, ekledi:
NASRETTİN HOCA FIKRASI GİBİ
“Her fıkrası gibi Hoca’nın bu fıkrası da çarpık düşünce, metotsuzluk, analitik zekâ yoksunluğu, samimiyet, isteksizlik gibi şimdilik bir çırpıda aklımıza gelen çok esaslı sorunlarımıza ince göndermeler yapmaktadır. Antalya’da açlık ve yoksulluk sınırı ile bekâr bir çalışanın aylık yaşam maliyetini Antalya Kamuoyu ile paylaştıklarını anımsatarak ne mevsimsel etki, ne başka bir şey gıda fiyatlarını dizginleyemiyor ve gıda fiyatlarının durdurulamaz yükselişi engellenemiyor” dedi.
SAMANLIKTA DÜŞEN ANAHTARIN YOLDA ARANMASI GİBİ
Kayabaş, sözlerine Nasreddin Hocanın fıkrasını neden anlattığını açıklayarak sözlerini şöyle sürdürdü; “Hükümet gıda enflasyonun sebebini; üretmek ile üretmemek arasındaki hayatî çizgide aramıyor, gümrük vergisini sıfırlayarak ülkeyi kalitesiz, sağlıksız tarım ürünüyle doldurmak mı yoksa çiftçi ve hayvancıdan; enerji, gübre, ilaç, tohum gibi girdilerden alınan fahiş vergilerin sıfırlanması mı gerektiği hususunda aramıyor. Toptancı sebze ve meyve hallerinde, zincir marketlerde sırf algı amaçlı fiyat denetimi yaparak gıda enflasyonunu çözeceğini sanıyor. Ha Nasreddin Hocanın, samanlıkta düşürdüğü anahtarı yolda araması ha hükümetin bu yaptığı algı operasyonları.
“GIDA TERÖRİSTLERİNE” ULAŞAMAYAN HÜKÜMET
FAHİŞ fiyatlar ve yüksek etiketlere kılıf bulamayan; marketlerde ve toptancı hallerinde “gıda teröristlerine” ulaşamayan hükümet bir kez de Ayetler, Hadisler ve Ahi Evran’ın öğütleriyle 17 Eylül Cuma Namazının Hutbesinden seslendi. Akıl sahipleri hutbenin hedefinin ise esnaflar, komisyoncular, kasaplar, manavlar değil AKP’den uzaklaşmaya başlayan “Cami Cemaatini” yakalamak olduğunu anlamakta gecikmediler. Elbette hutbede okunan ayet, hadis ve öğütlere kimsenin diyebileceği bir söz yok ancak satır aralarında verilen fahiş fiyat, yüksek etiket çeşnisi hutbenin maksadının ne olduğunu aşikâr etti. Hutbeler, çoğunlukla toplumsal konulardan başka hükümetin propaganda aracı olarak kullanılmaya başlandı ki bu, kabul edilebilir bir durum değil. Cuma gününün, Cuma namazının ve bu namazın hutbesinin maksadı bellidir ve burada siyasî propaganda yapmak camide dâhi bölmek, kutuplaştırmak demek olur ki bu, başta camileri propaganda merkezi olarak kullananların ayaklarına dolaşacaktır. Çünkü Allah’ın evleri hiç bu kadar siyasallaştırılmamıştı!
DENETLEMEYE ŞU KADAR PERSONEL KATILDI DİYE GÖZ BOYANIYOR
Aylardır üretici enflasyonu, tüketici enflasyonundan daha yüksek çıkıyor, yani üretici üretim yaparken her ay daha fazla bedel ödemek durumunda kalırken buna karşılık her ay kâr marjı düşüyor ve zarar etmeye başlıyor. Zaten aksi olsaydı yapılan denetimlerde “suçlu” bulunur; şu kadar ceza kesildi, bu kadar iş yeri mühürlendi denirdi. Ancak sadece şu kadar iş yeri denetlendi, denetlemeye şu kadar personel katıldı diye göz boyanıyor.”
ASFALTTA, BETONDA ÇÖZÜM
Kayabaş: “Bırakın artık asfaltta, betonda çözüm aramayı, Allah rızası için bir kez de samanlığa girin hem çiftçinin hayvancının derdini çözün ya da çekilin kenara yarım asırdır üretim, üretim, üretim diyen Saadet Partisi kadrolarına yer açın çünkü bu ülke hepimizin. Biz, birlikte yaşama kültürü ve ortak aklı önemsiyoruz” diyerek sözlerini noktaladı.